Köklü Değişim (KD): Ekonomik
krizin şiddetli bir şekilde hissedildiği şu ortamda, “Ekonomik Krize 10 Maddede İslâmi Çözümler” başlıklı bir rapor hazırlandı ve yoğun bir tempoda çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaların geniş
bir alanda etkili olduğu da görüldü. Merak eden
okuyucularımız için böyle bir çalışmaya neden ihtiyaç duyulduğunu açıklar mısınız?
Mahmut KAR: Malum,
Türkiye’de ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bugün insanlar ciddi manada geçim
sıkıntısı yaşıyorsa, temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorluk çekiyorsa,
enflasyon %100’lerin üzerine çıkmışsa bu durumun başlıca sorumlusu hiç kuşkusuz
icra makamında oturan yöneticilerdir. Zira kararları alanlar onlar,
politikaları belirleyenler onlar, uygulamaya koyan da onlar… Dolayısıyla en
büyük sorumluluk yöneticilerindir. Yöneticilerin sorumluluğu kadar, siyasi
partilere, sivil toplum kuruluşlarına
ve cemaatlere de sorumluluk düşmektedir.
Partiler, siyasi işlere duyarsız ve bigâne kalmamalıdırlar, kalamazlar. Biz de
siyasi bir partiyiz, bizim de sorumluluğumuz var. Eğer ki elimizde halkı bu krizden çıkaracak
bir çözüm varsa -ki
var-; bunu ortaya koymaktan, bu çözümü hem halk, hem sivil toplum hem de
yöneticiler ile paylaşmaktan kaçınırsak bu doğru olmaz. Dolayısıyla
Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak biz sorumluluğumuz gereği bir adım
attık ve “Ekonomik Krize 10 Maddede İslâmi Çözümler” raporunu
hazırladık. Bu İslâmi
çözümleri kamuoyunda gündeme getirdik uygulanması için ise açık çağrı
yaptık.
Peki, niçin “İslâmi
Çözümler” dedik? Türkiye’nin en önemli gündemi ekonomik kriz olunca sokaktaki
vatandaştan, çarşıdaki esnaf ve pazarcıya, sivil toplum kuruluşlarından siyasi
partilere, iktisatçılara, akademisyenlere ve iş adamlarına kadar herkes krizden
çıkış için çözüm önerileri sunuyorlar. Muhalefet partileri erken seçim
istiyorlar, hükumete istifa çağrısı
yapıyorlar, yeniden parlamenter sisteme dönüş
ile sorunun çözüleceğini ifade
ediyorlar. Bazı partiler, “ekonomik krizin temelinde
hukuk ve adalet sorunu var” diyor, bazıları ise “sorun temiz siyaset ile
çözülecek” diyor. İktidar
partisi ise yeni ekonomi modellerini uygulamaya koyuyor. Bir bakıyorsunuz
faiz indirimi ile sorunu çözmeye çalışıyor,
ertesi gün bir bakıyorsunuz adına
“kur modeli” dediği
örtülü
faiz modelini reçete olarak sunuyor. “Ekonomik
istikrar için başkanlık sistemi olmazsa olmaz” diyor.
Ne ilginçtir ki,
bugüne kadar hiçbir siyasi parti, kapsamlı şekliyle İslâm
iktisat sistemini bir çözüm olarak sunmadı. Nüfusun büyük çoğunluğunun Müslüman
olduğu Türkiye’de,
nedense İslâmi
çözümler ve hükümler hiç gündeme gelmiyor ve konuşulmuyor. Sanki İslâm’ın
ekonomiye ilişkin hükümleri ve çözümleri yokmuş gibi… Oysaki hayatın her
alanında olduğu gibi ekonomi
ve iktisat alanında da İslâm’ın çok detaylı
hükümleri var. Ama maalesef insanların büyük bir kısmı bunlardan habersiz. İşte
Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak biz, İslâm’ın
her meseleye ilişkin çözümleri olduğu gibi ekonomiye ilişkin çözümlerinin
de olduğunu -özelde
Müslümanlar ve genelde tüm insanlar- bilsinler diye “Ekonomik Krize İslâmi
Çözümler”
dedik. Bugün iktidarda olan partinin uygulamaya koyduğu politikaların
hiçbir şekilde Türkiye’yi
krizden çıkaramayacağını
anlasınlar, muhalefetteki partilerin çözüm
önerilerinin de boş
olduğunu görsünler
diye ekonomik krizden çıkış için
uygulanabilir İslâmi
çözümler içeren böyle bir rapor hazırladık.
Bizim gibi
herkese bu konuda sorumluluk düşmektedir, siyasi partilerden cemaat ve
cemiyetlere, âlimlerden kanaat önderlerine kadar herkes bu soruna doğru çözüm
üretmek için çalışmalıdır.
Çözüm üretmekten
yoksun ise en azından uygulanan nizamın bozuk bir nizam
olduğunu, bu yolla
devam edilirse krizlerden çıkışın
mümkün olmadığını dillendirmeleri
gerekmektedir. Özellikle de Türkiye
halkının içinde
bulunduğu, herkesi bir şekilde
etkileyen ekonomik durum karşısında
asla sessiz kalmamalıdırlar.
KD: “Ekonomik Krize 10 Maddede İslâmi Çözümler” başlıklı çalışmalar bağlamında bugüne
kadar neler yapıldığını bizlerle paylaşır
mısınız?
Kar: Öncelikle bu
raporun birkaç günde hazırlanmış alelade bir rapor olmadığını
belirtmek istiyorum. Biz, İslâm
iktisat nizamını internet arama motorlarından öğrenmedik. Zaten bu konular hakkında
hazırlanmış ve basılmış
4 kitabımız var. Bu
kitapları yıllardır
etüt eden, bir araya gelip paragraf
paragraf, sayfa sayfa, konu konu inceleyen bir heyetimiz var. Bu rapor, işte bu
heyet tarafından hazırlandı. Buradan kendilerine de teşekkür etmek istiyorum.
Gerçekten yoğun bir mesai
harcadıklarını
biliyorum. Heyetimiz raporu hazırladıktan
ve basımı tamamladıktan
sonra 05 Ocak 2021 Çarşamba günü
İstanbul’da
gerçekleştirdiğimiz bir basın
toplantısı ile “Ekonomik Krize 10 Maddede İslâmi
Çözümler”
isimli raporu kamuoyuna açıkladık. 5 kişilik heyetin katıldığı
basın toplantısında,
ekonomik krizden çıkış için
hazırlanan ve 10 maddeden oluşan
çözüm önerilerinin
acilen uygulanması gerektiği vurgulandı.
Bu basın toplantısıyla Türkiye çapında yoğun bir çalışmanın
da startı verilmiş oldu.
Bu kapsamda şu
çalışmaları yaptık:
1- Türkiye’nin
bütün bölgelerindeki temsilcilerimiz; siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve
medya temsilcilerine, yine akademisyenler, iş adamları, sendikalar, yazarlar ve
kanaat önderlerine heyetler hâlinde yaptıkları ziyaretler ile hazırladığımız
bu raporu sundular, görüş alışverişinde
bulundular. Bu ziyaretlerde, hazırladığımız
rapor muhataplar tarafından çok beğenildi, niyet ve
çalışma takdir ile
karşılandı.
2- Türkiye’nin 18
farklı şehrinde 27 “Ekonomik Krize İslâmi Çözüm”
söyleşileri gerçekleştirildi. Bu söyleşilere siyasi parti, sivil toplum
kuruluşu ve medya temsilcileri, iktisatçılar, akademisyenler, sendika
temsilcileri ve iş adamlarından oluşan toplamda 715 kişi katıldı. Bu
toplantılarda raporun kısa bir sunumu yapıldıktan sonra katılımcılardan gelen
sorular cevaplandırıldı; görüş ve değerlendirmeleri dinlendi.
3- Türkiye’nin 12
noktasında (İstanbul, Ankara,
Adana, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa, İzmir, Aydın, Van, Bitlis,
Mersin şehirleri ile yine Bursa’nın İnegöl ilçesinde)
“Ekonomik Krize İslâmi
Çözüm” başlıklı yaklaşık 6.500 kişinin katıldığı konferanslar
yapıldı. Bu konferanslarda krizden çıkış için ortaya koyduğumuz 10 madde ve
İslâm’ın
kendine has bir iktisat nizamının olduğu anlatıldı.
4- “Ekonomik Krize
10 Maddede İslâmi
Çözümler” raporunu daha kısa, özet bir kitapçık olarak hazırladık ve basılan 35
bin kitapçığı
Türkiye’nin her yerinde
esnaf, tüccar ve çalışanlara
ziyaret ederek ulaştırdık.
KD: Söyleşilere katılan bazı akademisyenler, raporda
zekât gibi konuların eksik olduğunu söylemişti. Bu eleştirilere cevap olması açısından soruyoruz.
Hizb-ut Tahrir’in ekonomiye dair söyleyecekleri bunlardan ibaret midir? İslâm iktisat nizamı başka hangi konularda hükümler
ihtiva etmektedir?
Kar: Tabi ki değil… Biz aslında
hazırladığımız
raporu, öne çıkan ekonomik
sorunlar ve yapılacaklar belli olsun diye 10 Madde ile
sınırlı tuttuk. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin temel esasi sebebini ortaya koyduk
ve bu sebebin ortaya çıkardığı
enflasyon, hayat pahalılığı,
işsizlik, gelir adaletsizliği, vergi yükü
ve can yakan faturalar gibi sorunları, tarım,
hayvancılık ve ticaretin canlandırılmasına ilişkin çözümleri rapora koyduk.
Dolayısıyla raporun içeriği
İslâm
iktisat nizamının tüm konularını kapsamlı bir şekilde içermiyor.
Burada bir
konunun altını çizmek istiyorum. Zekât ve faiz, İslâm iktisat
araştırmacılarının üzerinde yoğunlaştığı iki konudur. Faizsiz bankacılığı yani “katılım bankacılığı”
dedikleri şeyi oluşturmak için bu konu hakkında dünya çapında araştırmalar
yapılmış, on binlerce sayfa doküman oluşturulmuştur. Ne için? Mevcut kapitalist
sistem içerisinde faize bulaşmadan bankacılık yapmak için. Bu hassasiyeti
takdir edelim de en nihayetinde katılım bankacılığında gelinen
nokta, Müslümanların paralarının kapitalist sisteme entegre edilmesinden başka
bir şey değildir. Zekât
konusu da farklı değildir.
Maalesef akademisyenlerimiz İslâm
iktisat nizamının ne olduğu
ve nasıl tatbik edilmesi gerektiğine pek kafa
yormamışlar, vakitlerini Müslümanların
paralarını sisteme entegre etmeye harcamışlardır. Uzman oldukları alan
buralardır. Bizim de o alanda bir şeyler söylememizi istiyorlar.
Yani “mevcut
kapitalist araçlar dursun; biz onları ıslah edelim, İslâm’a
aykırı olan yerlerini düzeltelim, onlarla yola devam edelim” diyorlar. Biz
ise “Hayır, öyle olmaz! Borsa gibi, bankacılık sistemi gibi kapitalist
araçlar ortadan kalkmadan hiçbir şey düzelmeyecektir” diye ısrar ediyor ve
çözüm önerilerimizi bu temele dayandırıyoruz.
Akademisyen
arkadaşların vurgu yaptığı zekât konusu, kimlerden nasıl alınacağı,
hangi mallardan alınacağı, ne miktarda alınacağı,
nerelere harcanacağı çok ayrıntılı
bir şekilde bizim neşrettiğimiz kitaplarda
anlatılmaktadır. Zekât
konusunu biz bilerek “pas” geçtik. Çünkü zekât zaten herkesçe malum olan bir
konudur. Ama raporumuzda yer alan diğer konular öyle değildir.
Unutturulmuş, göz ardı edilmiş
konulardır.
Hizb-ut
Tahrir’in İslâmi
şer’i kaynakları referans alarak hazırlayıp yayınladığı
başka birçok çalışma
bulunmaktadır. Örneğin; 400 sayfadan
oluşan “İslâm İktisat Nizamı” isimli kitap bunların başında
gelmektedir. Bu kitapta önce kapitalist ve sosyalist iktisat düşüncesi ve
sistemi çürütülmüş, mülkiyet çeşitleri, mülk edinme yolları, malda tasarruf
keyfiyet, arazi hükümleri, alışveriş ve imalat, şirketlerle ilgili hükümler,
malı çoğaltmanın
yasaklanan yolları, fabrikalar, servetin insanlar arasında
dağıtılması,
faiz ve sarf, para, dış ticaret konularının
yer aldığı İslâm
iktisat nizamı hükümleri kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Yine Hizb-ut
Tahrir’in kaynakları arasında, İslâm’ın
iktisat siyasetini esaslar üzerinden ele alan “İdeal Ekonomi
Politikası”
isimli bir kitap daha bulunmaktadır. Dahası, “Hilafet Devleti’nde Maliye” isimli
kitap da bu konuda hazırlanmış nadide kaynaklardan biridir. Bu kitapta Hilafet
Devleti’nin gelir kaynakları ve nerelere harcamalar yapılacağı
detaylı bir şekilde
anlatılmaktadır. Ayrıca “İktisadi Sorun ve Krizlerin Sahih Çözümü” isimli bir
çalışma daha var ki bu çalışma, şu an Türkiye başta olmak üzere diğer başka
ülkelerdeki krizleri, kaynaklarını
ve sahih çözümünü
ele alıyor.
Hizb-ut
Tahrir’in bu kaynaklar dışında; 191 Maddeden oluşan anayasa taslak çalışması
bulunmaktadır. “Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı ve Esbab-ı Mucibesi”
isimli bu tasarının tam 47 maddesi, iktisadi nizam ile ilgilidir. Bu anayasa
tasarısından İslâm’ın
iktisat siyaseti ve İslâm
iktisat nizamına ilişkin esaslar ve kriterler, maddeler hâlinde verilmiştir.
Yani Râşidî Hilâfet Devleti kurulduğunda, -tüm meselelerde olduğu gibi- iktisadi
meselelerde de pratik, hemen uygulamaya alınacak çözümler İslâm’da
vardır ve Hizb-ut Tahrir bu çözümlere sarılmaktadır.
KD: Raporda en dikkat çeken hususlardan biri de
altın sistemine yeniden geçilmesine yönelik öneridir. Mevcut şartlar göz önüne
alınarak bakıldığında marjinal bir öneri
gibi durmakta, en azından bazı kesimler tarafından öyle algılanmaktadır. Altın
sistemini öneren sadece Hizb-ut Tahrir mi yoksa bu sistemi öneren başkaları da
var mı?
Kar: Altın sistemi İslâm’dan
önce de var olan ve tüm dünyada kullanılan bir para sistemiydi. Yani altın
sistemi İslâm’a
has, sadece Müslümanların kullandığı bir para
sistemi değildir. İslâm,
altın sistemini kullanmamızı şer’i esaslar üzerine farz kılmıştır yani İslâm
Devleti’nin ve Müslümanların kullanacağı para, altına
dayalı para sistemidir. Bu konuda İslâm
âlimleri ve müçtehitler arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Şer’i açıdan durum böyledir. Vakaen de dünya, altın sistemine muhtaçtır. Zira mevcut para sistemi sömürüde başat rol oynamaktadır. Krizlerin kaynağı bu para sistemidir. Rezerv para birimi sahibi ABD’den başka herkes altın sistemine geçilmesine rıza gösterecek hatta memnun kalacaktır. İtiraz eden tek ülke ABD olacaktır, diye düşünüyorum.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış