TEFEKKÜR MÜSLÜMAN’IN İLMİHAL

Abdullah İmamoğlu

Çok ilginç bir başlık attığımın farkındayım. Zihinlerde soru işaretlerinin oluşmasına yol açtığımın da farkındayım. Öyle ya en fazla literatür yoğunluğunun olduğu alanlardan birisi olan ilmihal konusunu makale formatında kaleme almaya ne gerek vardı?

Bence çok ciddi anlamda gerek olduğu için kaleme almayı uygun gördüm. Her ne kadar bu konu müstakil bir kitap olmaya elverişli bir konu olsa da, ana hatlarıyla makale formatında bazı yönlerine değinmek istiyorum. Dediğim gibi belki de her Müslümanın evinde birden fazla ilmihal kitabı mevcuttur. Bu da aslında ilmihal bilgilerinin hayatımızda çok önemli olduğu hakikatini gözler önüne seriyor. Niçin önemli olmasın ki? Halinin ilmini bilmek her Müslümana farz değil mi? Ahvaline ilişkin ilmi bilme mükellefiyeti yok mudur bir Müslümanın? Evet, hiç kuşkusuz Müslümanların hallerinin ilmine vâkıf olmak bağlayıcıdır ve farzdır. Dünya hayatında kendisine gerekli olan şer'î hükümleri bilmesi her Müslümana farzdır. Bunu Enes b. Malik’in şu rivayeti de teyid etmektedir: Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: 

طَلَبُ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ

“İlim talep etmek her Müslümana farzdır.”

Bugün bir Müslümanla, Müslümanların inhitatının nedenleri konuşulduğu vakit, ilmihal ve İslâmî ilimlerdeki eksiklik baş argüman olarak öne sürülmektedir. Şu ifadeleri sık sık duymuşuzdur: “Günümüzde Müslümanların en büyük eksikliği ilmihal bilgilerindeki yetersizliktir” yada şunu da duymuşuzdur ara ara; “Bugün Müslümanların kahır ekseriyeti hallerinin ilmine bile vakıf değilken hangi kalkınmadan bahsedilebilir ki”? Müslümanların durumlarının değişmesinin ancak ideolojik bir değişimle mümkün olabileceğini söylediğimiz vakit şu cevabı da duyduğumuz olmuştur; “kardeşim ne ideolojisi ne değişimi, ya biz daha ilmihal bilgilerinde yeterlilik sağlayamadık ki...!” Bu ve buna benzer söylemler Müslümanların nezdinde ilmihalin çok önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Hal böyle olunca makale formatında da olsa konuyu ele almanın gerekli olduğunu düşündüm. Konuyu şu başlıklar altında incelemenin/değerlendirmenin meselenin anlaşılmasını kolaylaştıracağını zannediyorum. Şöyle ki; İlmihalin manası/anlamı, bir diğeri, mevcut ilmihallerin hangi bağlamda yazıldığı ve ne içerdiği, son olarak ilmihalin tarifinden hareketle bugün Müslümanların ilmihali neleri içermeli ya da nasıl olmalıdır...

1.) İlmihalin manası/anlamı

Konuya vakıf olmak adına, yapılan ilmihal tariflerinden bir kaçını aktarmak faydalı olacaktır. Şöyle ki; “Kısaca ‘davranış bilgisi’ demek olan ilmihal, Rabbine, kendine ve içinde yaşadığı toplum ve çevreye karşı sorumlulukları olan ve bunu yerine getirme gücüne sahip bulunan insanın, kendisinden beklenenleri yerine getirmesinde ona kılavuzluk etmeyi hedefleyen derli toplu bilgilerden ibarettir. Bu bilgiler hem dinî metinlerin doğrudan belirlemelerini hem de bu belirlemeler etrafında oluşan yorumları, tecrübe birikimlerini ve uzun dönemlerden süzülüp gelen bir dinî yaşayış geleneğini temsil eder.” (Diyanet Vakfı İlmihali, 1998)

“İlmihal” sözlükte ‘davranış bilgisi’ anlamına gelir. Terim olarak inanç, ibadet, muamelat (günlük yaşantı), ahlak konuları, ayrıca Peygamberimizin hayatına dair özlü bilgileri içeren el kitabı diye tanımlanabilir. 

İlmihallerde muamelata dair bilgiler, hitap edilen insanların yaşadığı zaman ve coğrafyaya göre değişiklikler göstermekle birlikte bu eserler daha çok herkesin bilmesi gereken hususları içerir.” (islamhukukusayfasi.tr.gg) 

Hayrettin Karaman ise şöyle bir yaklaşımda bulunmuştur ilmihal hakkında...;

“İlmihal ‘hâl ve durum bilgisi’ demektir. Tamlamanın lûgat mânâsı budur. ‘Her bir müslümana gerekli olan bilgiler bütününe’ ilmihal denmesi İslâm’da, yükümlülük ile kişinin durumu ve dolayısıyle bu duruma uyan bilgi arasında sıkı bir ilişkinin, bağlantının bulunmasından kaynaklanmaktadır. Belli bir yaşa kadar çocuk, hiçbir dînî bilgiyi edinmeye ve bildiğini uygulamaya mecbur (yükümlü, mükellef) değildir. Yedi yaşından itibaren müslüman çocuk namaza alıştırılır, yeterli biyolojik gelişme ve olgunlaşma hâsıl olunca -bir ârıza sebebiyle bu gelişmenin gecikmesi hâlinde onbeş yaşını doldurunca- çocukluktan gençliğe adım atan İslâm insanı, başta iman ve ibâdet olmak üzere kendini ilgilendiren diğer dînî kurallar ve talîmat ile yükümlü hâle gelir.”

Anlaşılan odur ki, ilmihal kısaca Müslümanın ahvaline yönelik hükümleri, yani Şeriat’ın kendisinden istediklerini bilmesine denmektedir. Vaziyetini/durumunu ilgilendiren ilme vakıf olmanın bir diğer adıdır ilmihal....

2.) Mevcut ilmihallerin hangi bağlamda yazıldığı 

Bir makale bile hissedilen ihtiyaca binaen yazıldığına göre gayet tabidir ki ilmihal kitapları da belli bir ihtiyaca cevap vermek için yazılmıştır. O günden bugüne kimi zaman akaid ve ibadetler ayrı ayrı eserlerde, kimi zaman her ikisi bir eserde, bazen de ihtiyaca göre “ahlâk, siyer, âdâb” gibi konularda programa alınmak suretiyle, “ilmihal kitapları” yazılmış, halkın ihtiyaçları ve durumları bu manada karşılanmaya çalışılmıştır. Müslüman âlimler erken dönemlerden itibaren kendi dönemlerinin şartlarını ve ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak ilmihâl kitapları yazmışlardır. İslam dünyasında ilmihâl geleneği X. Yüzyılda başlamış olsa da¸ bu tür eserler Osmanlılar döneminde yaygın hale gelmiştir. Bu kitapların günlük ihtiyaçları karşılamasına¸ kapsamasına ve anlaşılır olmasına önem verilmiştir. İlmihallerin hepsi Müslümanların dini manada ihtiyaçlarını karşılamak adına kaleme alınmıştır. Çünkü ilmihal eserlerinin mukaddime ve önsöz bölümlerini inceleyen kimse, mevcut eserin Allah Azze ve Celle’ye daha iyi kulluk yapabilme adına yazıldığına şahit olacaktır. 

Ömer Nasuhi Bilmen “ Büyük İslâm İlmihali” kitabını neden kaleme aldığını kısaca şu şekilde özetlemiştir; “Çeşitli görev ve hizmetlere ayrılmış olan din kardeşlerimiz dini ihtiyaçlarını yeterince karşılayabilecek bir "İlmihal" kitabı yazılmasını benden isteyerek bana başvurmuşlardı. Bunun üzerine kutsal dinimizin itikata, temizliğe, ibadete, kerahiyet (hoş olmayan) ve istihsana (güzel olan şeylere), ahlaka dair hükümleri üzerinde ve bir kısım büyük peygamberlerin hayatları ile İslâm dininin tarihçesine ait on kitaptan ibaret, oldukça büyük bir ‘İlmihal’ kitabı yazmayı bir görev saydım. Yüce Allah’tan yardımlar dileyerek bu görevi yerine getirmeye başladım. En güvenilir, en kıymetli din kitablarımıza başvurdum. İbadetler kısmını daha uzunca hazırlamaya çalıştım. İkram ve feyzi bol olan Yüce Allah'ın yardım ve ihsanı ile meydana gelen bu esere ‘Büyük İslam İlmihali’ adını verdim.”

İlmihal bilgisi asıl itibari ile İslâm’ın ilk yıllarına kadar dayanır. Sahabeler arasında bile kendisine cevap aranan sorular olmuş, hallerini ilgilendiren meselelere vahiy kaynaklık etmiştir. Her ne kadar o zamanlar bu bilgi tedariki şifahî idiyse de sonraki asırlarda bu tedarik kâğıt üzerine yapılmaya başlanmıştır. Ve her asırda yazılan ilmihal eserleri mutlaka o dönemin Müslümanlarında mevcut bir eksikliği ele almak, Allah’ın buyruklarını daha iyi anlamak için yazılmış ve Müslümanların istifadesine sunulmuştur. 

Peki, madem belli ihtiyacın karşılanması ve Allah’a kullukta başarının yol göstericisi olma adına yazılıyor ilmihal kitapları, o zaman şöyle bir soruda kaçınılmaz oluyor; bugün Müslümanların hallerini/vaziyetlerini ilgilendiren konular mevcut ilmihallerde ki konularla mı sınırlıdır? Yada başka bir tabirle Müslümanların durumlarını ilgilendiren konuları abdest, namaz, ahlak...vb konularla sınırlandırmak ne kadar doğru olur.? Buyrun isterseniz bu soruların cevabını 3. başlıkta arayalım.

3.) Bugün Müslümanların ilmihali neleri içermeli ya da nasıl olmalıdır...

İlmihal bilgisi demek başka bir ifadeyle kulluk bilinci demektir. Mademki ilmihalin içerdiği mana bir Müslümanın durumunu/vaziyetini/halini ilgilendiren ilimdir, öyleyse bugün Müslümanların ilmihal bilgileri ve içeriği mevcut ilmihallerde olduğu gibi belli başlı konularla mı sınırlı kalmalıdır?

Kesinlikle Hayır! Çünkü, yukarıda da değindiğimiz gibi, gerek selef âlimleri olsun gerekse muasır alimler olsun, ele aldıkları ilmihal kitapları o günün/günümüzün ihtiyacını ve meselelerini kapsar nitelikte kaleme aldılar. Bu minvalde hazırladılar eserlerini... İçerdiği konularını görmek için her hangi bir ilmihal kitabına bakmak yeterli olacaktır. Ben burada bunları tek tek zikretmeyi düşünmüyorum. Ama çağrışım yapması adına bazılarını zikredecek olursak; itikat, taharet, namaz ve peygamberlerin hayatı... gibi konular bunlardan bazıları sadece. Bunları zikrederken bu konuları hafife aldığım manasının da çıkarılmamasını özellikle istirham ediyorum. Ama şu soruyu da sormadan edemiyorum; “Müslümanın durumunu/ahvalini kapsayan ameller, ahval ve zurufuna yönelik Şari’nin hitabı bunlardan mı ibarettir?” Yoksa (tariften de hareketle) Müslümanın hallerini ilgilendiriyor olmasından ötürü mesela, Darul İslâm, Darul Küfür ya da İslâm’da yönetim Nizamı ya da Hilâfet’in ikamesi için Müslümanlara verilen süre vb. konularda ilmihal bilgileri arasında değerlendirilmeli değil midir? 

- Bugün Müslümanlar olarak üzerimize gayri İslâmî hükümlerin tatbik ediliyor olması bizim durumumuzu ilgilendiren bir mesele değil midir?

- Yine bugün, beldelerimizin fiilen ya da hain yöneticiler eliyle işgal altında olması ahvalimizi ilgilendiren bir mesele değil midir?

- Bir Müslümanın emr-i bil mâruf ve nehy-i anil munker ameliyesinde bulunması sorumlu olduğu bir alan değil midir?

- Suriye meselesi bizim meselemiz değil midir? Ya da Suriye’deki kardeşlerimizin durumu bizi ilgilendirmiyor mu?

- Demokrasi, Cumhuriyet, Laiklik kavramları İslâm’dan mıdır değil midir, sorularının cevabı ahvalimizin ilmiyle alakalı değil midir?

- 90 küsur senedir yitiğimiz olan Hilâfet Devleti’nin tekrar ikame edilmesi için kendisine verilen sürenin ne kadar olduğu bilgisi bir Müslümanın ahvaliyle ilgili değil midir?

Evet, bunların hepsi bir Müslümanın durumunu ilgilendiren konulardır. Tabi ki kastım her konuyu kapsayan bir kitabın ilmihal formatında yazılması değildir. Aslında vurgulamak istediğim, bu konularda da Müslümanların bilinçlendirilmesine yönelik bir hal ilmi çalışmasının olması gerekliliğidir. Ve yine maksadım, bugün Müslümanların ahvalini ilgilendiren ve bilmekle sorumlu oldukları konuların sadece klasik kitaplarda geçen konularla sınırlandırılmasının doğru olmadığını hatırlatmaktır.

Hepsini olmasa da Müslümanların temel problemlerini ele alan, ilmihal formatında yazılmış bir çalışmaya kesinlikle ihtiyaç vardır. Vesselam...


Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış

Yorum Yaz