SURİYE BÜYÜKELÇİLİĞİ ÖNÜNDE “HİLAFET” SESLERİ

M. Hanefi Yağmur


-Basın Açıklaması-


21 Ağustos 2011 Suriye Büyükelçiliği- Ankara önündeki Anayasa Parkı’nda Mazlum-Der, İHH, Eğitim-Bir Sen, 16 Temmuz Gençlik Hareketi ve Suriye vatandaşlarının katılımıyla düzenlenen basın açıklamasında “Türkiye Müslümanları Suriye Platformu” adına Dergimiz yazarlarından Muhammet Hanefi Yağmur tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Yazarımızın yaptığı açıklamanın metnini yayınlıyoruz:


بسم الله الرحمن الرحيم

İktidar koltuğuna oturduğu günden itibaren insanlara zulmetmekle, onları susturmakla ve “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için tutuklayıp işkence etmekle yetinmedi, 1967 yılında Golan tepelerinden çekilip Yahudilerin burayı işgalini kolaylaştırdı.

Telaviv’deki evlerinden daha güvenli bir şekilde Golan’da yaşayan Yahudilere tek bir kurşun dahi atılmasını engelledi.

Golan’dan silahlarını çekip Filistin’i işgal eden Yahudi varlığını tanıdı.

1982 yılında Hama şehrine girip şehri harabeye çevirdi. Çocuk, kadın, yaşlı, hasta demeden on binlerce insanı öldürdü, binlercesini tutukladı ve binlercesini de evlerinden etti.

Hayatta iken insanlık dışı yapacaklarının hepsini yaptı. Allah onun canını almasının ardından kendisinden daha aşağı, cani ruhlu çocuklarını bıraktı.

Zulmü, katliamı, vahşiliği olduğu gibi babalarından devralan zalim Beşşar, kardeşi ve beraberindekiler bütün yaptıkları yetmiyormuş gibi bir de Saydnaya Cezaevi’nde Allah’ın Kitabı’na hakaret ettiler, ayaklar altına atıp hürmetini çiğnediler.

Bununla da yetinmeyip Mart ayından bu yana Suriye genelinde binlerce insanı katlettiler, yaraladılar, sakat bıraktılar, tutuklayıp işkence ettiler, evleri bombaladılar. Şimdi ise uçaklarla bombalıyorlar. Yaralıların hastanelerde tedavi olmasını engelliyorlar, yaralı olarak hastaneye gidenleri götürüp öldürüyorlar. 

قاتلك الله يا بشار

Evet, Suriye halkının tepelerine ölüm yağmaya devam ediyor. En iğrenç ve katı şekliyle yaşlı, kadın ve çocuk hiçbir kimse bu ölüm yağmurundan kurtulamıyor. İşte gecenin karanlığında veya gündüzün aydınlığında tanklar ve toplarla vurulan, askerlerle kuşatılan Suriye şehirleri… İşte havadan bombalanan Humus... Arkasında Amerika liderliğindeki yalancı Batı’nın yer aldığı zalim Suriye yönetimi, insan kanına en ufak bir değer vermeden terörüne ve suçlarına devam ediyor. Çünkü Beşşar Esed ve beraberindekiler bu makamları Ümmet’e düşmanlık yapmak ve Amerika’ya dost olmak üzere teslim aldılar. İnsanlar bunlara karşı çıktıklarında ise halkına işkencenin, zulmün en şiddetlisini uyguladılar. Beşşar yönetiminin Suriye halkına uyguladıkları zulümle Suriye halkı şu ayetteki kimseler gibi oldular: 

قُتِلَ أَصْحَابُ الأُخْدُودِ النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُود وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ

Ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. Müminlere kızdıkları da, ancak Azîz ve Hamîd olan Allah’a iman etmeleri idi.” (el-Burûc 5-8)

Bugüne kadar Suriye halkının çektiği sıkıntıların, göstermiş oldukları büyük bir cesaret örneğinin, azmin ardından zafere her geçen gün daha fazla yaklaşıldığı bu günlerde birtakım hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.

Türkiye yöneticilerine özellikle de Başbakan’a sesleniyoruz! 

Sizler kıtlık nedeniyle sıkıntı çeken Somali’deki Müslüman kardeşlerimizin sıkıntılarına duyarlı olup hemen harekete geçtiğiniz gibi Suriyeli Müslüman kardeşlerinizin sıkıntılarına da duyarlı olunuz. Suriye Müslümanları feryat ediyorlar. Tüm Müslüman kardeşlerinden yardım bekliyorlar. Zalim ve yalancı Beşşar’ın sözlerine ve onlarla birlikte işbirliği yapan hainlerin sözlerine güvenmeyiniz. Onların verdikleri sözlere kanmayınız. Zira onlar yalanda sınır tanımamaktadırlar. Rabbimizin şu ayetine kulak veriniz: 

وَاِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِى الدّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ 

(Bununla beraber) eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse yardım etmek üstünüze borçtur.” (el-Enfal 72)

Ey Türkiye Müslümanları!

Suriyeli kardeşlerinizin sıkıntılarına karşı sessiz kalmanız caiz değildir. Sadece medya organlarının yönlendirdiği hususlara karşı duyarlı olmanız yeterli değildir. Suriye’de yaşananlara karşı nasıl sessiz kalırsınız? Müslümanlar kardeştirler. Onların sıkıntıları tektir. Bir tanesinin çektiği sıkıntı diğerlerinin de sıkıntısıdır. 

Diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez’e ve camiasına sesleniyoruz!

Camilerde olur olmaz her konuda hutbeler okutan, yardım kampanyaları düzenleyen Diyanet İşleri Başkanı ve yardımcıları, ilahiyat fakültelerindeki öğretim elemanları başta olmak üzere, kendilerini âlim sayanlar, sizler hangi neden ve gerekçe ile Suriye’de yaşananlara karşı sessiz kalıyorsunuz? Her gün okuyup durduğunuz külliyatlarda, hazırladığınız o kitaplarda kayıtlı olanlar hiç mi kalplerinizi etkilemiyor? Oturduğunuz koltuklar için Allah’ı, Rasulü’nü ve zulme uğrayan Müminleri ne kadar da çabuk unutuyorsunuz? Hak sözü söylemek için kimden korkuyorsunuz? Neden Allah Azze ve Celle’nin,اِنَّمَا يَخْشَى اللّٰهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمٰؤُا  “Allah’tan, kulları içinde, ancak âlimler korkar.” (el-Fatır 28) ayetinde belirttiği gibi hak sözü söyleme hususunda hakkıyla Allah’tan korkmuyorsunuz?

Hutbelerinizde ve cami kürsülerinde her daim okuyup durduğunuz,مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِى الاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَميعًا “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür.” (el-Maide 32) ayetini ve benzeri nassları okurken, katlin ne kadar büyük günah olduğundan bahsedip dururken nasıl oluyor da Suriye’de yaşananları anlayacak bir kalbe, zulmü görecek bir göze ve duyacak bir kulağa sahip olmazsınız? 

اَلَيْسَ مِنْكُمْ رَجُلٌ رَشيدٌ

“İçinizde hiç aklı başında adam yok mu?” (Hûd 78)

Allah’tan korkun ve bildiğiniz halde hakkı gizlemeyin. Ümmet için hayırlı imamlar olunuz. İlminiz ve kıldığınız namazlarınız yalnızca geçim için bir vesile olmasın. Allah’ın ayetlerini ucuz bir bedel karşılığında satmayınız. Biliniz ki Cehennem azabı çetindir. Gerçek güç yöneticilerde değil ancak Allah’ındır. Hakkı söyleyin ve hak üzere sabit olun. Hakkı batılla gizlemeyin. Sizler de biliyorsunuz ki Ramazan’da işlenen bir amel Ramazan dışındaki günlerde işlenen bir amelden daha sevaptır. Allah’tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin. 

Türkiye’deki âlimlere, peygamberin varislerine sesleniyoruz! 

Suriye’deki kardeşlerinize Beşşar ve yardımcılarının yaptığı zulümlere karşı sessiz kalmayınız. Ahirette bundan dolayı hesaba çekileceğinizi unutmayınız. Hiçbir kınayanın kınamasından korkmadan hakkı söyleyiniz. Türkiye’nin güneyinde kanayan yara dâhil olmak üzere Müslümanların sıkıntıları için tek çözümün Hilafet olduğunu bu Ümmet’e anlatınız. Bunda tüm Müslümanlara örnek ve önderler olunuz. Genişliği yerler ve gökler kadar olan Cenneti kazanmaya koşunuz.

Şunu hiçbir zaman unutmayınız ki Hilafet, içi boş bir söz değildir. Hilafet, Allah’ın ve Rasulü’nün emridir, Allah’ın vaadidir. Hilafet yalnızca Müslümanlardan bir gruba ait bir farz da değildir. Hilafet, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun tüm Müslümanların üzerine farzdır. Bunun ikame edilmesi ve Allah’ın indirdikleri ile hükmedecek olan bir Halife’ye biat edilmesi için çalışmak tüm Müslümanlara farzdır. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların çektiği tüm sıkıntıların çözümüdür, Hilafet.

Bu Ümmet’in kalbi iman dolu kahraman askerlerine sesleniyoruz!

Halid b. Velid’in torunlarına sesleniyoruz!

Beyaz elbisesini kefen olarak giyerek ordusunun başına geçen, Cuma günü İslam Halifesi’nin hutbede dua etmesini bekleyip daha sonra ordusuna hareket emrini veren Sultan Alparslan’ın torunlarına sesleniyoruz!

Suriye’deki kardeşleriniz sizlerden yardım bekliyorlar. Allah’ın Dini’nin hâkim kılınmasında, Hilafet’in ikamesine destek vererek, Raşidî Hilafet Devleti’nin kurulmasında zamanımızın Ensar’ları, Sa’d b. Muaz’ları olunuz.

Ey Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz!

Sizlerin Suriye yönetimine karşı bu mübarek kıyamınız kalplerinizdeki köklü imanın ve sadakatin işaretleridir. Biliniz ki elbette zafer yakındır. Bunun için şu hususlara dikkat etmenizi, kulak vermenizi istiyoruz:

  1. Hiçbir surette Amerika’nın ve Batı’nın öğütlerine, demokrasi aldatmacasına kulak vermeyiniz. Sizin için en hayırlı çözümün Hilafet olduğunu unutmayın ve bunu gerçekleştirmek için çalışınız. Rasulullah’ın bayrağını yüceltiniz.

  2. Hiçbir surette ve nedenle Amerika veya adamları tarafından organize edilen dış müdahalelere sıcak bakmayınız. Kalbinizdeki imanınıza ve kendinize güvenin. Irak, Afganistan, Libya benzeri ülkelerdeki dış müdahaleler sizlere ibret olsun.

  3. Tek çözümün Hilafet olduğunda ısrar ediniz. Çünkü Halife kalkandır. Bu hususta Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisine kulak veriniz: 

إنما الامام جنة يقاتل من ورائه ويتقي به

Halife ancak kalkandır. O’nun arkasında savaşır ve O’nunla kendinizi korursunuz.”

أيها المُسْلِمونَ في سُوريّا:

إنّ ثَورَتَكُمْ المُبَارَكةُ في وجهِ هذا النِّظَامِ المُجرِمِ هي آيةٌ من آيَاتِ صِدقِ النّفوسِ ورُسُوخِ الإِيمَانِ، وليس لنا من بعدِ قولِ ربِّنا جلّ وعَلا: [يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ] أنْ نَقُولَ شَيْئَاً، فَالصَّبْرَ الصَّبْرَ والرِّبَاطَ الرِّبَاطَ .

أيّها المُسْلِمونَ في سوريّا:

لا تَرْكَنُوا إلى الظَّالِمينَ فَتَمَسَّكُمُ النَّارْ، ولَا تَرْكَنُوا إلى أَمْرِيْكَا ولَا إلى الغَرْبِ الكَافِرِ ولَا تَثِقُوا بِمُنَظَّمَاتِهِمْ ولا تَصْغَوْا إلى دِيْمُقْرَاطِيَّتِهِمْ الكَاذِبَةِ، وإِيَّاكُمْ أن تَقْبَلُوا بِأَيِّ تَدّخُلٍ عَسْكَريٍّ اجْنَبِيٍّ في بِلادِكُمْ تحت أيِّ إسْمٍ كان، وبأيِّ شَكلٍ كان. واعْلَمُوا أنَّ مَخْرَجَكُمُ الوَحِيْدُ هو تَمَسُّكِكُمْ بإسْلامِكُمْ، والعَوْدَةِ إلى دِيْنِكُمْ بإعْلانِ خِلافَتِكُمْ الرَّاشِدَة.

والسلام عليكم ورحمة الله وبركاته، عاشت الثورة في سورية، يسقط النظام، والله اكبر على كل من طغى وتجبر وعلى في الارض واستكبر الله اكبر الله اكبر الله اكبر

Türkiye Müslümanları Suriye Platformu adına

Muhammet Hanefi YAĞMUR

21 Ağustos 2011



Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış

Yorum Yaz