إِنَّهُ لاَ يَيْأَسُ مِن رَّوْحِ اللّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ
“Kâfirler topluluğundan
başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” (Yusuf Suresi 87)
حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّواْ أَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُواْ
جَاءهُمْ نَصْرُنَا فَنُجِّيَ مَن نَّشَاء وَلاَ يُرَدُّ بَأْسُنَا عَنِ الْقَوْمِ
الْمُجْرِمِينَ
“Nihayet peygamberler
ümitlerini yitirip de kendilerinin yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada
onlara yardımımız gelir.” (Yusuf Suresi 110)
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنجِي
الْمُؤْمِنِينَ
“Onu kederden kurtardık.
İşte biz Müminleri böyle kurtarırız.” (Enbiya Suresi 88)
Ey benim güzel Müslüman
kardeşim! Ümitsizlik sana yakışmadı. Ben sana gel dedim, sen bana eski
başarısızlıklarını örnek verdin,
gelmedin. Gelmedin ama yoklamada Allah seni “yok” yazdı.
Ben seni hayra davet
ettim. Sen bana, haram üzere yapılan çalışmanın başarısızlığını örnek verdin,
olmadı. Ümitsizsin güzel kardeşim, ümitsizlik hezeyanı içinde kıvranıyorsun.
Haram üzere başına getirdiğin
ve gözüne güçlü gözüken yöneticinin de İslâm adına hiçbir şey yapmadığını
gördüğünde ümitsizliğin dibe vuruyor. Zulme karşı durduklarını söyleyenlerin
devletsel boyutta kâfirlerle ittifak içinde olduğunu görüyorsun. Bir Hollywood
filmi ki konusu Kapitalizmin vahşiliği. Gişe rekorları, hasılat rekorları
kırıyor. Ya arkadaş, zaten bu filmin çekilme amacı insanların cebinden
paralarını almak değil mi? İşte bir kesimin samimiyetiyle desteklediği bu
yöneticilerin durumu bundan farklı değil, bunu gör ama ümitsizliğe düşme.
Gerçek çözüm için sana enerji lazım. Batılda kendini tüketme. Maalesef, insan,
ne ise o olmayı reddeden tek yaratık. Diğer yaratılmışlar ne ise o olduğunu
kabul ediyor. Sen de, Allah’ın kulu olduğunu kabul et ve O’nun hükümlerinin
yeryüzüne hâkim olması için doğru metot ile çalış.
Kur’an’ın ilkelerine uygun
bir hayat süren kimse olarak, zaman zaman şeytanın ve şeytanlaşmış insanların
telkin ve tavsiyeleriyle çıkmaz sokaklara girdiğini düşünsen bile, kesinlikle
Allah’tan ümidini kesme, Allah’ı hatırla ve sabırla o zorluğu aşmanın yollarını
mutlaka ara. Zira şu ayet-i kerime bize böyle davranmayı tavsiye etmektedir.
“Ama davamız uğrunda üstün
gayret gösterenleri, bize varan yollara mutlaka yöneltiriz: Allah, kuşkusuz,
iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebut, 69)
Bir okçu hedefini
şaşırdığında dönüp kendine bakar. Hedefin vurulamaması, hedefin suçu değildir.
Ben sana diyorum ki, gel bırak bu haram yol üzere, demokrasi ile çalışmayı, gel
hayır üzerine İslâm nizamı için, Hilafet için yürü, koş ve çalış.
Çünkü hakka giden yolda
önce bâtılı sollamalısın.
“Rızasını arayanı Allah
onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa
çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.” (Maide, 16)
Seni eleştirenler ve haset
edenler olacak, sabret sevap kazanırsın. Bil ki, onların eleştirileri ile senin
yaptığın işin değeri arasında doğru bir orantı vardır. İnsanlar ölmüş köpeği
tekmelemezler. Basit ve değersiz kişileri ve çalışmaları kıskanan da olmaz.
Haram üzerine
başarısızlıkların senin hayır üzerindeki azimlerini de kırmasın. Yanlışa
düştün, demokrasi ile İslâm’ı getireceğim dedin ama olmadı, olmaz ama pes etme,
doğruya gel, Allah için, Allah’ın istediği gibi çalışalım. Açılmamış kanatların
büyüklüğü bilinemez. Sen, Allah’ı razı edecek bir istikamet üzere çalışmadın ki
Allah sana yardım etsin. Şimdi gel, Allah yardım etsin, kanatlarını açsın, hak
yolunda çalış, kanatlarının büyüklüğünü görelim.
Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem de konuşmalarıyla
ümitsizlik telkin eden adamı ikaz ederek şöyle uyarıda bulunmuştur: “Kim,
‘Artık iyi insan kalmadı, herkes bozuldu…' diyerek ümitsizlik telkin ederse
bilsin ki, bozulan o insanın kendisidir, herkes değil.” Neden böyle?
Çünkü kıyamete kadar
insanların içinde hem iyisi bulunacak hem de kötüsü. Burada mühim olan, senin
bunlardan hangisinin içerisinde yer aldığın, hangi tarafın içinde bulunduğun.
Sen iyilerin içinde bulunuyorsan kötülerin sana zararı olamaz, kötülerin içinde
yer almışsan iyiler seni kurtaramaz.
Unutulmaması gereken
gerçek, senin nerede yer aldığın, kimlerin desteğinde bulunduğundur.
İşte bu gerçeği
unutturmaya çalışan şeytan, hep bozulanlara dikkati celp ederek ümitsizlik
telkin etmeye yeltenir. Teşebbüs gücünü yok etmeye çalışır.
فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ
يَسْتَقْدِمُونَ
“Ecelleri gelince ne bir
an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.” (A’raf, 34)
Korkundan dolayı ölmeden
önce defalarca ölüyorsun. Oysaki süresi belirlenmiş bir tane ecel var. O ne öne
alınır, ne de geciktirilir. Doğu ile batı bir araya gelse bile bunu
değiştiremezler. Bunun sana huzur, sükûnet ve sebat kazandırması lazım.
Bilmez misin, canından çok
sevdiğin Rasul’ün şöyle buyurdu:
“Zulüm karşısında sessiz
kalan, dilsiz şeytandır...”
Ve şöyle buyurdu:
“Şehitlerin efendisi Hamza
İbn-u AbdulMuttalib ile zalim yöneticiye karşı çıkıp ona nasihat ettiği için
katledilen kimsedir.”
Ve yine şöyle buyurdu:
“Cihadın en faziletlisi,
zalim yönetici karşısındaki hak sözdür!”
Tevbe Suresi 24. ayet-i
kerimede buyrulduğu gibi baban, evlatların, kardeşlerin, eşin, ailen, malların,
ticaretin, evlerin; Allah’tan, Rasulü’nden ve onlar yolunda cihad etmekten daha
sevgili geliyorsa sana, Allahu Teâlâ seni o bağlandığın şeye havale eder de o
da senin bedbahtlığının, azabının ve helakinin sebebi oluverir maazallah.
Firavun ve makamı, Karun ve malı, Ümeyye bin Halef ve ticareti, Velid bin
Muğire ve evlatları bunun örnekleridir. Allah’ın hükümleri ile yönetmeyen
günümüz yöneticilerini ve makam sevdalarını da bu kefeye koy!
وَإِنَّهُمْ لَيَصُدُّونَهُمْ عَنِ السَّبِيلِ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُم
مُّهْتَدُونَ
“Şüphesiz bu şeytanlar
onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını
sanırlar.”
(Zuhruf Suresi 37)
Bolca şükretmemiz gereken
ve ancak aklı başında kimselerin kavrayabileceği en büyük nimetlerden biri
demokratik, laik, maddeci düşünsel yapıya sahip, fayda ve zararı, menfaati ölçü
alan insanları görüp, onlara aldanmayarak; demokrasiyi, seçimlere katılmayı
haram olarak bilmemiz, tek ölçü olarak helal ve haramı görmemiz, tevhidin ne
olduğunu damarlarımızda hissediyor olmamızdır. İzzet ve şerefi Allah’tan bilen,
O’nun rızası için çalışan, O’na yaklaşan, nesebi, malı, mülkü, evladı, akrabası
tarafından değil, Allah tarafından izzet ve şerefe kavuşturulur ve yüceltilir.
Bilal ve ezan, Selman ve ahiret, Suheyb ve fedakârlık bunun örnekleridir.
أَفَمَن كَانَ مُؤْمِنًا كَمَن كَانَ فَاسِقًا لَّا يَسْتَوُونَ
“Öyle ya, mümin olan,
yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar.” (Secde Suresi 18)
الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا
“Kâfir olanların sözünü
alçalttı. Allah’ın sözü ise zaten yücedir.” (Tevbe Suresi 40)
Zannettiler ki örümcek ağ
öremez, güvercin yuva kuramaz,
Yaratıkların en hayırlısını
düşmanlarından korumak için.
Allah’ın yardımı kat kat
daha iyi korur,
Demir zırhlardan ve yüksek
kalelerden.
Kalpleri ümitsizlik
kapladığı zaman,
Ferah gönüller daraldığı
zaman,
Kötülükler yerleşip
sakinleştiği,
Aksilikler, yerlerine
demirlendiği zaman,
Zararın kalkmasına yol
bulamadığın,
Hiçbir çare fayda
vermediği zaman,
Ümitsizken sana bir yardım
gelir.
Duanı kabul eder Allah,
onu verir.
Bütün olaylar olup bitse
bile
Kurtuluş yakındır, sonunda
gelir.
Kaldır da başını, bir bak
neler oluyor? Sen ümitsizken, Rabbim ne hayırlı kapılar açıyor. Gören gözler
için ne ümit kapılarını aralıyor. Bak gör, İstanbul’da Hizb-ut Tahrir, Büyük
Ümmet Yürüyüşü organize ediyor. 10 binlerce Müslüman ümmet olduğunu hatırlamak
ve hatırlatmak için Türkiye’nin her yerinden İstanbul’a akın ediyor. Ümmet, bir
araya geliyor, kâfirlerin beyni kaynıyor. Onlarca ülkede Hilafet için Sondan
Önceki Çağrı yapılıyor. Endonezya, Pakistan, Sudan, Tunus, Ürdün, Filistin,
Suriye, Bangladeş, Lübnan; İstanbul ile birlikte Hilafet’e ne kadar yakın
olduğumuzu dost düşman herkese gösteriyor.
Allah’ın izniyle
Hilafet’in vakti yakındır. Sen neredesin ey Müslüman? Sen, ümitsizlik hezeyanı
içinde kıvranmaya son vereceksin, sen aslına dönüp, Hilafet için çalışanlara
yardım ederek Allah'ın dinine nusret vereceksin. İşte kervan hareket etmek
üzere, haydi sen de kervana katıl! Senin üzerine farz olan işte budur!
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış