Enerji, toplumlar
nezdinde hayatı kolaylaştırmada, devletler bazında da düşmanlara karşı üstünlük
sağlamada önemli bir argüman; gelişmişlik yarışında olmazsa olmaz bir etkiye
sahipken dünya liderlik yarışında da vazgeçilmez bir güç unsuru.
Enerji bazen savaş
anında cepheye sürüldüğünde zafere götüren bir silah, caydırıcı bir unsur, bazen
de antlaşma masasında önemli bir koz olabiliyor. Dolayısıyla toplumların ve
devletlerin kendisinden vazgeçemediği bir güç kaynağı olarak enerji konusunu bu
dönemki sayımızın konusu yaptık. Enerji konusunu, tarihsel sürecini ve enerji
kaynaklarına ulaşma noktasında yapılan savaşları, sömürgeci kâfirler tarafından
sömürü aracı olarak nasıl kullanıldığını ve daha fazlasını Köklü Değişim’in bu
sayısında ilgiyle okuyacaksınız.
Bu minvalde;
“Enerji Kan
Kokuyor!” başlıklı
makalesinde Ahmet SAPA’nın kaleminden geçmişten günümüze kanlı enerji
savaşlarını; “Enerjinin ve Enerji Kaynaklarının Tarihî Seyri ve Önemi” başlıklı
makalemde ise enerjinin bugünkü bilinen anlamıyla varoluş süreci ile enerji
kaynaklarının keşfedilmesinin dünya siyasetine etkilerini bulacaksınız.
Cahit TOPRAK,
“Enerji Kaynakları/Dünya’nın Enerji Haritası” başlığı altında;
dünyada mevcut enerji kaynaklarının neler olduğunu, hangi alanlarda
kullanıldıklarını ve tahminî rezervleri ifade ederken, “Enerji Kaynakları
Sömürülen İslâm Toprakları” başlıklı makalesinde ise İsmail ERDEMLİ, İslâm
beldelerindeki sömürgeci tasallutu yazdı.
Türkiye’nin enerji
kaynakları ve enerji arayışları bağlamında; Haluk ÖZDOĞAN, “Türkiye’nin
Enerji Karnesi: Enerjinin Sahibiyiz Ama Hamallık Yapıyoruz!” başlığıyla
Türkiye’nin kullanamadığı enerji potansiyelini sayfalarımıza taşırken; Yusuf
YAVUZKAN, "Vehim ile Gerçeklik Arasında Doğu Akdeniz Kriz Analizi"
yazısında Akdeniz'deki enerji mücadelesine, Emrah AKAY ise “Müjdeyle Gelen
Karadeniz Rezervi ile ‘Gaz’ Alınıyor” diyerek Karadeniz’deki gaz rezervinin
arkasındaki gerçeğe dikkatleri çekiyor.
“Petrol ve
Doğalgaza Alternatif Enerji Kaynakları Neler?” başlıklı
makalesinde Mehmet ÇETİNBUDAK alternatif enerji kaynakları üzerinde
söylenmesi gerekenleri ortaya koyuyor.
“Hilâfet
Devleti’nin Enerji Politikası Nasıl Olacak?” sorusuna da Mahmut KAR, İslâm
coğrafyasındaki enerji potansiyeline dikkat çekerek, müstakbel Hilâfet
Devleti’nin enerji politikasının hangi esaslar üzerinde seyredeceğini ifade
ediyor.
Dergimizde ayrıca
Türkiye’nin dış politikasını çevreleyen belli başlı konuları da bu sayımızda
masaya yatırdık. Bu bağlamda Türkiye-Rusya ilişkilerini Kadir KAŞIKCI, Karabağ
meselesini Musa BAYOĞLU, “Normalleşme” adı altında Filistin’e yapılan
ihaneti Esad MANSUR, Libya ve Suriye’de gelinen son durumu Muhammed
Emin YILDIRIM, Kıbrıs için yegâne çözümü Serdar YILMAZ, ABD seçimleri
sonrası Amerika-Türkiye ilişkilerini Muhammet Hanefi YAĞMUR, Birleşmiş
Milletler’in geleceğini Mustafa KÜÇÜK ve Fransa’nın İslâm’a yönelik
saldırgan tutumunu da Abdullah İMAMOĞLU kaleme aldı.
Enerji ve
Türkiye’nin dış politikasına yönelik olarak hazırladığımız bu sayımızda da
âdetimiz olduğu üzere meselelerin köklü çözümünü ortaya koyduk.
Köklü Değişim…
Suskunluğun kırılma noktası…
Kurtuluş
Sevinç
Genel
Yayın Yönetmeni
SUSKUNLUĞUN KIRILMA NOKTASI
İnsanın hayat
serüveninde ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik mücadelesi kaçınılmaz olarak
enerjiye olan talebi ortaya çıkarmıştır. Nitekim ihtiyaçların karşılanması için;
yemeğin pişirilmesinden, aydınlatmaya, ulaşımdan, korunmaya kadar enerjiye
doğrudan veya dolaylı bir şekilde ihtiyaç duyuluyor.
Enerji nedir?
Sorusunu kısaca cevaplamamız kastımızın daha doğru anlaşılmasını sağlayacaktır.
Enerji; nesnelerin fiziksel ve kimyasal yapıları üzerinde meydana getirilen
değişiklikleri, dönüşümleri mümkün kılan şeydir, diyebiliriz. Ürünlerin
üretiminde, işletilmesinde, taşınmasında, tüketiminde ister basit isterse de
endüstriyel manada olsun tamamında enerji ön plana çıkmaktadır.