Hayatta bazı anlar vardır, bir kez yaşanır; o ana
tanıklık etmek ise büyük bir gurur kaynağıdır. Büyük Gazze Konferansı da
işte o tarihî anlardan biriydi bizim için. Konuşmacıların kamuoyundaki
saygınlığı, salonun görkemi ve büyüklüğü, insanların akın akın salona girmesi, yaşanan
tatlı izdiham, kilitlenen trafik, neredeyse salondakilerin sayısı kadar misafirimizin
geri dönmek zorunda kalması ve elbette içerideki muazzam coşku… Tüm bunlar, konferansımızı
“unutulmazlar” listemizin başına yerleştirdi.
Buradan, davetimize icabet eden Ankaralı kardeşlerimize
özel bir teşekkür iletmek istiyorum. Sizler salonu hınca hınç doldurarak, hatta
salonun dışına taşarak, Gazze’nin yanında olduğunuzu gösterdiniz.
Bir teşekkür de elbette konuşmacılarımıza. Yoğun
programlarına rağmen bizleri kırmayıp geldiler. Varlıkları bizim için çok kıymetliydi.
Çünkü ortaya koymaya çalıştığımız büyük resimde, ümmetin ve âlimlerimizin
birliğini vurgulamak vardı. Allah’ın yardımıyla bunu başarabildiğimize
inanıyorum.
Ayrıca, kadın-erkek büyük bir özveriyle çalışan gönüllü
görevlilerimize de teşekkür etmek istiyorum. Yoğun tempoya rağmen büyük bir
gayret ortaya koydular. Rabbim hepsinden razı olsun, emeklerini
mükâfatlandırsın.
Evet, “Büyük Gazze Konferansı unutulmayacaklar listemizde”
demiştik. Köklü Değişim’in Haziran sayısını da bu konferansa ayırdık. Hep söylediğimiz
gibi; “Gazze ancak ve ancak Hilâfet ile kurtulur.” Rabbim
bizlere, Gazze’nin ve tüm Filistin’in kurtuluşunu dünya gözüyle görmeyi nasip
etsin.
Allahumme âmin!
SUSKUNLUĞUN KIRILMA NOKTASI
“Gerçek ve kalıcı bir çözüm için; Büyük Gazze Konferansı”
Bu başlığı sosyal medyadan, Ankara’nın dört bir
yanına asılan afiş ve brandalardan, dağıtılan broşürlerden gören bazı
kardeşlerimiz, dudak bükerek “Gazze, konferans yapmakla mı
kurtulacak?” demiştir. Samimiyetlerinden şüphe etmediğimiz bu kardeşlerimiz
elbette haklılar. Gazze ne konferans, yürüyüş, basın açıklaması yapmakla
ne boykotla ne amelden soyutlanmış dua ile ne de diplomasi ile kurtulur.
Üstelik bunu ilk söyleyen de biziz.